Ev almak eziyet olmasın !

Ev almak önceden planlı bir şekilde olmalıdır. Gelir ve gider iyice hesaplandıktan sonra, bir kenara birikim yapılmalıdır. Ev almak için yapılan bu birikimler enflasyon karşısında erimeyecek şekilde, ya da bankadan kredi alarak faize gitmeyecek şekilde değerlendirilmelidir.  Eğer paranızın miktarı küçük bir arsa almaya yetiyorsa, ev alacak miktara ulaşıncaya kadar arsa ile değerlendirebilirsiniz. Eğer arsa almaya yetmiyorsa, altın alarak paranızın değerini koruyabilirsiniz.

Birikiminiz bir ev alma gücüne ulaştığında, size yetecek işinizi görecek uygun bir ev almalısınız. Böylece bütçeniz sarsılmadan bir ev sahibi olursunuz. Bütçeniz sarsılmadığı için birikim yapmaya devam edersiniz. İleride elinizdeki birikimleri arsa ya da başka ticari işlerde değerlendirerek ikinci bir ev alabilir ya da oturduğunuz evi satarak üzerine ekleme yapıp daha iyi bir eve geçebilirsiniz. İlk hedef lüks bir eve geçmek olursa ev almak eziyete dönüşebilir. Ev alma kademeli şekilde olursa hem yorulmazsınız hem de bu işten kazanan siz olursunuz.

Ev almak kazanç sağlar mı?

Eğer ticari anlamda düşünülürse evet ev almak kazanç sağlar. Burada bu kazancı ekonomist bir uzman görüşü ile değil de halkın nazarında ve anlayışında nasılsa o şekilde değerlendireceğiz.

Birikiminiz ev almaya yetiyorsa prim yapacak bir bölgeden ev almanız orta vadede size kazanç sağlayacaktır. Bazı bölgeler kentsel dönüşüme tabi oluyor. İşte bu ve buna benzer bölgeler önceden tahmin edilebilir. Böyle bir bölgeden ev almak kazanç sağlayacaktır.

Ayrıca, kira geliri elde edebileceğiniz bir bölgeden de ev almak mantıklı bir yatırım olacaktır. Eğer sabit bir gelirim olsun diyorsanız, kira geliri oldukça makul bir kazanım olacaktır. Bir yandan kira geliri elde ederken evinizin değeri de her geçen yıl artacaktır. Hem kiradan hem de prim yapma durumundan kazancınız artmış olacaktır.

Türkiye’de ev almak neden önemlidir ?

Ülkemiz insanının büyük çoğunluğu orta gelir ya da orta gelirin altındadır. İşini kaybetme riski olan insanların en büyük korkusu kira ödemektir. Düşünün bir geliri yok ama; ev kirası ödemek zorunda. Bu zor duruma düşmeme korkusu insanları öncelikli olarak başını sokacak bir ev almak konusunu öncelikli hale getiriyor. Birazda insan psikolojisiyle ilgilidir. İnsan geçici olana değil de kalıcı olana meyillidir.

Bir diğer durum kiracı olmak gerçekten zor bir iştir. Ev sahibi umulmadık bir zamanda kiracıyı evinden çıkarabiliyor. Bu da insanlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Bu baskıdan kurtulup rahatlamanın en kestirme yolu başını sokacak kendi evini almaktır.

Tabi sadece bunlar değil sebepler, insan kiracı olduğu evde istediği gibi değişiklik yapamıyor. Evi zevklerine uygun şekilde dizayn edemiyor. Eşya alacak olsa bir sonraki evin durumu bu eşyalara uygun olmayabiliyor. Duvara rahatça saat bile çakamıyor. Buna benzer sebepler vatandaşın özgürce davranmasına engel oluyor. Yine bu baskıdan kurtulup dilediğince ev dizayn etmek ve evde gerekli değişiklikleri yapmak için kendine ev almak bir kurtuluş yolu oluyor.

İşte tüm zorluklar ve zorunluluklar ülkemizde bankacılık sektörüne alternatif olan “el birliği” sistemini doğurmuştur. El birliği sistemi tamamen vatandaşın yararına odaklanmış faizsiz ev alma sistemidir. Faizsiz olan bu sistemle 100 binlerce vatandaş ev almak konusunda gönül birliği sağlamış durumdadır.Başka bir yazımızda el birliği sistemi hakkında detaylıca bilgi verilecektir.